7 Mayıs 2010 Cuma

Avrupa'nın vahşi yüzü.



Avrupa'nın en ünlü fotoğrafçıları, kıtanın yaban hayvanları ve yabanıl doğasını fotoğrafladı.

69 fotoğrafçı, 46 ülke, 15 ay ve bir görev: Doğa korumadan çok, tarihi anıtları ve insan yaratıcılığının eseri olan bugünün kentleri, tren yolları, kafeleriyle tanınan bir kıtada yaban hayatını ve yabanıl toprakları gözler önüne sermek... Doğa koruma arka planda kalsa da proje direktörlerinden Staffan Widstrand'ın da gözlemlediği gibi, "Politikalar ve yaşam biçimindeki değişiklikler nedeniyle kıtada yaban hayatı yeniden canlanıyor. Avrupa'nın neredeyse yüzde 20'si şimdilerde bir tür koruma altında. Ve köyden kente göç sonucu büyük bir değişim yaşanıyor. Bu paralelde vahşi doğa güçleniyor ve giderek Avrupa'da yaşamın daha önemli bir parçası haline geliyor." Bu sayfalarda yer alan fotoğraflar da bu görüşü doğrular nitelikte. Bu fotoğraflar ve daha binlercesi, "Avrupa'nın Yaban Harikaları"nın, uygar bir kıtanın vahşi kalbine yapılan bir fotoğraf gezisinin zirve noktası.?-Don Belt Avrupa'nın Yaban Harikaları Proje kapsamında Avrupa'nın dört bir yanına dağılan fotoğrafçılar, Azor Adaları'ndaki sualtı yaşamından, Hazar Denizi kıyılarındaki ormanlık steplere kadar farklı ekosistemlerde 125 farklı görev üstlendi. Buldukları şeyse, değişim geçirmekte olan bir kıtaydı. Kentlerin ve banliyölerin büyümesi yaban hayat alanlarını küçültürken, daha az verimli olan bölgelerdeki tarım alanları orman olarak yeniden kazanılıyor ve yaban hayatına yeni bir yaşam alanı yaratılıyor. Doğal Hayatı Koruma Vakfı Avrupa Programı'nın eski başkanı ekolog Magnus Sylven, bu eğilimin yüzyılın yarısına dek süreceğini söylüyor. "Kırsal bölgeleri terk ettiğimiz anda bitki ve hayvanlar bizim yerimizi alacaklar. Doğa boşluk bırakmaz."

Fotoğraflar için